DİNDEN KÜLTÜRDEN VE AHLAKTAN UZAK OLANLARA
DİNDEN KÜLTÜRDEN VE AHLAKTAN UZAK OLANLARA
Adı Halil Cunedioğlu.
Bir önceki paylaşıma şaşkınlık ifadesi bırakan bu zat Millî Eğitim Bakanlığına bağlı bir öğretmen.
Unvanı sizi yanıltmasın. Zira o,
her kavgada ön saflarda gözükse de kurduğu pusularla rüşdünü ispat ederek göze giren Muhtar Abdurrahman Cunedioğlu'nun hem damadı hem de aparatı Mehmet Ali Cunedioğlu'nun yancısı olmaktan başka bir şey değildir.
Eğitimle bir şey olmanın mümkün ama iyi bir şey olunamayacağının en büyük ispatı olan bu Halil, kültürden uzak, ahlaktan yoksun ve içinde İslamı barındırmayan dini öğretmekle yükümlü bir DİN (!) KÜLTÜRÜ (!) VE AHLAK (!) BİLGİSİ öğretmeni olarak görev yapıyor.
Bak Halil!
Kendi halinde yaşarken kavgaya zorla götürdüğünüz ve ölümüne sebep olduğunuz rahmetlinin üstünden birilerini öldürmeye, yok etmeye yemin eden bir öğretmen Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışamaz. Millî Eğitim Bakanlığına resmi bir yazıyla sorulup cevap alınacak, eğer müfredata terör örgütlerinin uyguladığı kurallar yeni eklenmişse bir özür yazısı paylaşılacak!
Merak ediyorum, en son ne zaman Cumaya gittin?
Bu aralar gidersen biraz daha kulak ver bu ayete olur mu? Bak ne diyor Allah;
"Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder; çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor."
Kavgayı bırakıp bari bu konuda anlaşalım mı Halil? Akrabaya yardım etmeyi buyuruyor Allah, tamam ama emredilen yardım senin anladığın değil. Kudretli Muhtar, onun aparat damadı, baban ya da amcaların istedi diye vurmak, yıkmak, yakmak, tehdit etmekle yardım olmaz.
Hem gerçekten merak ediyorum, iyilik dururken Allah’ın yasakladığı çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı neden yaparsın ki?
Söylesene Halil, bu paylaşımla ilgili fotoğrafta da görüldüğü gibi tam 54 hafta önceki (Rutin saldırılarınız ve tacizlerinizden biriydi.) saldırıda hamile bir kadını evinin önünde kemerle vurmak istemenin, neresinde din, neresinde kültür, neresinde ahlak var?
Utanmak diye bir duygu vardı eskiden. Hani isminin önünde bulunan ahlakın olmazsa olmazlarından olan bu duyguyu nerede kaybettin de hamile bir kadına saldırdın?
Ha unutmadan, biber gazından kaçınca düşürdüğün kemer, geçen yılın saldırısının bir nişanesi olarak hala duruyor.
İnsanları evden çıkarmak için size hizmet eden akillere söyle de kemerini isteyerek en azından doğru bir iş yapsınlar.
Kaç oldu Halil, saydın mı?
Kaçıncı kavgan, iftiran, taşkınlığın, tehdidin, söyle, kaç oldu?
Hadi eskiden çocuktun, cahilliğine verdik diyelim. Ama ilahiyat gibi bir bölümü bitirip hâlâ bunu yapıyor olmanın akılla izah edilebilir hiçbir tarafı yok.
Muhtar ya da aparatı olan damadıyla kendini nasıl bir tutarsın? Sadece bu bile eğitimin içler acısı halini ortaya koyuyor.
İslam’ın hiçbir yerinde "pusu kurun, bir kişiye (Yunus Emre) 7-8 kişi saldırın" emri yokken neden o kavganın önüne geçmedin, sizinkilere durun demedin. Bu olayların büyümesine neden engel olmadın?
Kendi halinde yaşayan, kimseye zararı olmayan rahmetliyi neden bu saçma kavganızın içine sürükledin?
İlahiyat mezunu ve MEB’e bağlı bir öğretmen olarak, sizinkilere bunu öğretmen gerekmiyor muydu?
Adalete inanıyorsan, hizmet ettiğin devlete güveniyorsan bekle. Adalet er ya da geç zaten yerini bulacak. Suçlu henüz belli değilken sebebi olduğunuz bir ölünün acısı üzerine kurduğunuz öfkeyi dizginlemek senin de elinde.
Suçlu bizdense de sizdense de cezasını devlet verecek.
Bir kişiye karşı 10 kişinin canını almayı hangi din, hangi ahlak emrediyor?
İnsan olmak, hatalı olduğunu kabul etmekle başlar. Bu olmazsa zaman bunu mutlaka öğretecektir.
Ve son söz:
Bu söz biraz uzun olacak.
2022 yılı üniversite yerleştirme sonuçları bildiğiniz gibi açıklandı. Eğitim konusuna oldukça önem veren Cüneydioğlu ailesinin üniversiteli listesine bu yıl da birbirinden değerli otuza yakın gencimizin katılmasından kıvanç duyuyoruz. Geleceğin umudu bu pırıl pırıl gençlerimize başarılar diliyoruz.
Bu sebeple bugün yazımızı bizim onların diye ayırmadan her iki tarafın gençlerine seslenerek bitirmek istiyoruz:
EĞİTİM ŞART AMA BÖYLESİ DEĞİL!
Kıymetli gençler!
Eğitim insana sadece meslek kazandırmaz. Toplumsal bir varlık olan insana aklını, mantığını, vicdanını kullanmayı öğreten eğitimdir.
Eğitimin yaşı, sınırı da yoktur. Beşikten mezara kadar insan öğrenmeye devam eder. Peki neden bildiğiniz bu şeyleri sıralıyoruz? Size daha iyi örneklik teşkil edecek bir şeyler sunmak isterdik ama bazen insan kötü örneklerden de ders almayı bilmeli!
Alakuzu’da aklın ve vicdanın kabul etmeyeceği kavgalar, kundaklamalar, ev taşlamalar ve tehditlerin ortak noktası cehalet değil de nedir? Bazen insan eğitimli de olsa, üniversite de bitirse hatta mesleği insanları birliğe, dayanışmaya, adalete, hakkaniyete, anlamaya yöneltecek bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni de olsa maalesef cehalet pınarından kana kana su içmeyi ve o kirli suya davet etmeyi tercih edebiliyor.
Eğitimli insandan beklenen şiddete ve nefrete ve hatta fiili saldırılara davetçi ve önde giden iştirakçi olmak değil, en yakını bile olsa dahi hukuk ve vicdan çerçevesinde hareket etmektir.
Geleceğin teminatı olan sevgili gençler!
Okuyun, araştırın mesleki olarak kendinizi geliştirin ama asla insanlığınızı, insani değerlerinizi kaybetmeyin! Devlet gibi güçlü mensubiyetiniz olsa da olmasa da zihniniz bulanmasın! Zihninize de hayatınıza da kimliğinize de leke sürdürmeyin.
Eğitim şart ama böylesi (Halil gibi) değil!
|||| Ha unutmadan...
Kan dökülürse, bir yer kundaklanırsa, insan ya da hayvan tek bir canlıya zarar verilirse eğer, bunun sorumlusu daha önceki saldırıları da organize eden Muhtar Abdurrahman Cüneydioglu ve aparat olarak kullandığı damadı Mehmet Ali Cüneydioglu’dur.. ||||